Adalet Bakanlığı 2009 Yılı Bütçe Kanun Tasarısı Üzerinde Plan ve Bütçe Komisyonunda Yaptığı Konuşmanın Özeti


? Keşke siyasiler Anayasa?yı değiştirseydi de bu dava önümüze gelmeseydi anlamında bir yaklaşımın sergilendiği bir basın açıklamasını, hukukun üstünlüğünü korumakla yükümlü, o kuralları uygulamakla, kontrol etmekle yükümlü olan bir yargı organının ister başkanı olsun ister raportörü olsun hiçbir görevlisine yakıştıramıyorum.
10-11 Kasım tarihlerinde Bilkent Otel?de ?Anayasa?nın değiştirilemeyecek maddeleri? konulu bir sempozyum yapıldı. Sempozyuma Anayasa Mahkemesinin Sayın Başkanı katıldı ve Anayasa Mahkemesinin bazı önemli davalarında görev üstlenmiş olan bir raportör de katıldı. Kendilerinin sempozyumda söylediği bazı cümleleri basından izledim. Önemli davalarda görev almış olan raportörümüz diyor ki: ?Türkiye?de yargının demokratik meşruiyet sorunu var.?
Meşruiyet kimi önemli konularda halkın önemli bir çoğunluğunun uzlaşması demektir. Meşruiyet, demokratik meşruiyet, aynı zamanda hukukun üstünlüğü demektir. Hukukun üstünlüğü, hukukun kaynağı olan halkın, hukuku yaratması yanında aynı zamanda o yarattığı hukukun kurallarına tabii olması demektir. Şimdi, bizim Anayasa?mızda yer alan kurallar, sonuçta yürürlükte olduğu sürece bu halkın kurallarıdır, bu halkın benimsediği kurallardır. Bu kuralları 1982 yılında toplum benimserken bunlardan ilk üç maddesinin de değiştirilemeyeceği yönünde bir karar vermiştir. Bir yandan ?Yargının demokratik meşruiyet sorunu var.? diyeceksiniz, bir yandan da halkın değiştirilmemesi yönünde iradesini beyan ettiği bir kararı demokratik meşruiyetin önünde bir engel olarak göreceksiniz. Sayın Raportör ?Ben bunu akademik kimliğimle söylüyorum.? diyor. Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı da Anayasa?nın değiştirilemeyecek maddelerine ilişkin olarak Anayasa Mahkemesinin kuruluş yıldönümünde, bir toplantı, sempozyum veya benzeri bir çalışma yapmayı düşündüğünü açıklıyor ?eğer cesaret edebilirsem? diyerek bir kayıt da koymayı ihmal etmiyor oraya. Demek ki, bu süre içerisinde Anayasa Mahkemesinin Sayın Başkanı cesaretini tartacak veya kamuoyundan kendisine bu konuya cesaret edebilmesi için güç vermesini bekleyecek, böyle bir taleple vatandaşın karşısına çıkmıştır. Ayıplıyorum.
Evet, bir benzetme yapacağım.  Sayın İlker Başbuğ, bugün, arkadaşlar, çıkıp ?Ben sivil kimliğimle konuşuyorum, bu Hükûmet gitmelidir.? diyebilir mi? Derse biz bunu normal karşılar mıyız? Neden? Çünkü, Genelkurmay Başkanı sıfatı olan bir kişinin ?Sivil kimliğimle konuşuyorum.? şeklindeki bir değerlendirmesi bir demokraside bağdaşmaz. Siyasi bir yaklaşım göstermiş olur. Siyasi yaklaşımı onun sivil kimliğiyle söylemiş olmasını kolay kabullenemeyiz.
Sayın Raportör diyor ki. ?Ben bunu akademik kimliğimle söylüyorum.? Ama bu akademik kimlik sahibi raportör Türkiye'nin çok önemli davalarında görev üstleniyor. Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı AKP?nin kapatılma davasıyla ilgili kararın açıklandığı gün esasen yaptığı açıklamayla son derece hukuka uygun olmayan bir tavır sergilemiştir. Bu dava bizim önümüze neden geldi? Keşke siyasiler Anayasa?yı değiştirseydi de bu dava önümüze gelmeseydi anlamında bir yaklaşımın sergilendiği bir basın açıklamasını, hukukun üstünlüğünü korumakla yükümlü, o kuralları uygulamakla, kontrol etmekle yükümlü olan bir yargı organının ister başkanı olsun ister raportörü olsun hiçbir görevlisine yakıştıramıyorum.

? Toplumun ezici bir çoğunluğu Adli Tıbbın raporunu içine sindirememiştir
Adli tıbbın son raporu kamuoyunun gündemine oturmuştur. Hiç kimse bu raporu benimsememiştir. İstisnai olarak o raporu benimseyenler olabilir ama toplumun ezici bir çoğunluğu bu raporu içine sindirememiştir. O hâlde yapılması gereken, bu raporu veren o kurulun mensupları hakkında bir işlem yapmaktır. O raporu hangi kurul mensupları vermişse onlar hakkında gerekli soruşturmanın yapılması ve bunların başka görevlere tayin edilmesidir Sayın Bakan, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri. Bu idari işlemi ben Sayın Adalet Bakanından bekliyorum. Sayın Özyürek ifade ettiler, raporu veren uzmanlar çocuk psikiyatrı değil. Çocuk psikiyatrı olmayanların böyle bir rapor vermesi doğru değildir. Bu konuda yardım talep edilmiş midir bilmiyorum. Acaba uzman olmayan bu kişiler ?Biz bu konunun uzmanı değiliz, bize çocuk psikiyatrı gelsin.? şeklinde bir talepte bulunmuş mudur? Bulunmuş mu, bulunmamış mı? Bulunmuşsa yerine getirilmemişse o ayrı bir değerlendirme konusudur, ama bulunmamışsa hiç şüphesiz bunun tolere edilmesinin söz konusu olmaması gerekir.

 

Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm almak zaten karar verin. Biz mağazasında geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen bir hafta beklemek zorunda.