CHP olarak halkın sorunlarını tespit ettik, çözüm projelerimizi ortaya koyuyoruz

-CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ HAMZAÇEBİ:

-''BUGÜNE KADAR CHP'YE YÖNELTİLEN, 'SİZ HEP ELEŞTİRİYORSUNUZ, HERHANGİ BİR ÇÖZÜM ORTAYA KOYMUYORSUNUZ' ŞEKLİNDEKİ YAKLAŞIMI

TERS YÜZ EDECEK, VATANDAŞLARIMIZIN CHP'YE YÖNELİK ALGISINDA DEĞİŞİKLİĞE YOL AÇACAK BİR STRATEJİYLE BU SEÇİME HAZIRLANIYORUZ''


(FOTOĞRAFLI)


İSTANBUL (A.A) - 01.06.2011 - CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, bugüne kadar CHP'ye yöneltilen, ''Siz hep eleştiriyorsunuz, herhangi bir çözüm ortaya koymuyorsunuz'' şeklindeki yaklaşımı ters yüz edecek, vatandaşların, partilerine yönelik algısında değişikliğe yol açacak bir stratejiyle seçime hazırlandıklarını söyledi.

Akçaabatlılar Derneğince düzenlenen toplantıda Karadenizli hemşehrileriyle bir araya gelen Hamzaçebi, yaptığı konuşmada, CHP'nin halkın tüm sorunlarını tespit ettiğini ve bunlara yönelik çözüm projeleri ortaya koyduğunu ifade etti.

Bugüne kadar CHP'ye yöneltilen, ''Siz hep eleştiriyorsunuz, herhangi bir çözüm ortaya koymuyorsunuz'' şeklindeki yaklaşımı ters yüz edecek ve vatandaşların CHP algısında değişikliğe yol açacak bir stratejiyle 12 Haziran seçimlerine hazırlandıklarını belirten Hamzaçebi, ''Esasen, 'Daha önceki programlarımızda çözüm yok' demek doğru değil ama belki bu kadar ayrıntılandırılmış projeler, öneriler yoktu. O nedenle vatandaşımızın algılaması, değerlendirmesi daha çok CHP'nin eleştirdiği yönündeydi'' dedi.

Türkiye'nin temel meselelerinden ve temel önceliklerinden birisinin özgürlükler olduğunu belirten Hamzaçebi, seçimde, ''Türkiye, demokrasinin özgürlük, eşitlik ve adalet gibi kavramlar konusunda daha mı ileri gidecek, yoksa tam tersine özgürlük, eşitlik ve adalet gibi kavramların sınırlandırıldığı totaliter bir rejime doğru mu gidecek'' sorularına yanıt aranacağını söyledi. Hamzaçebi, ''Ben şahsen böyle görüyorum, bu seçimde bu ikisi arasında bir tercih yapmak durumundayız'' diye konuştu.

Hamzaçebi, totaliter rejimlerde belli periyotlarda seçim yapıldığını, fakat vatandaşın kurulan hükümetleri iki seçim arasındaki dönemde denetleme olanağının olmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

''Totaliter rejimler, en az diktatörlükler kadar sakıncalıdır, tehlikelidir. Diktatörün arkasında halk desteği yoktur. Dolayısıyla diktatörlükler eninde sonunda alaşağı edilir. Eğer Türkiye, seçimler yoluyla vatandaştan da güç almak suretiyle bir totaliter rejime taşınırsa, bunun sonuçları en az diktatörlükler kadar sakıncalı olabilir. Biz bu çerçevede özgürlükçü bir anayasayı savunuyoruz. Bu anayasa, özgürlük, adalet ve eşitlik temelleri üzerine yükselecektir. Ana ilkemiz budur. Esas olan insanın özgürlüğüdür. İnsanın özgürlüğünü güçlendirmek için de devletin gücünün sınırlanması gerekir. Anayasa ve anayasacılık budur.''


-''DÜNYA KENTİ OLMAK, FİNANSI İSTANBUL'A ÇEKMEKLE MÜMKÜNDÜR''-


İstanbul'daki nüfus artışının önceki yıllara göre yüzde 2,5 oranında arttığına dikkati çeken Hamzaçebi, İstanbul'a göç eden nüfusun şehre entegre olabilmesi ve kentin bir dünya markası haline gelebilmesi için çeşitli çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.

Akif Hamzaçebi, İstanbul'un, tarihi, coğrafi ve kültürel yönlerden bir eksiğinin bulunmadığını ifade ederek, ''İstanbul'u dünya kenti olarak tanımlayarak, dünya kenti yapamazsınız. Dünya kenti olmak, finansı İstanbul'a çekmekle mümkündür. İstanbul'a sermayeyi çekersiniz, İstanbul sermayenin toplandığı bir finans merkezi olursa, kent, önemli ölçüde dünyaya entegre olur ve bir finans kenti olma özelliğine kavuşur. Oysa bu örnek yok. Türkiye'ye giren doğrudan yabancı yatırım miktarı son derece azdır. Gelen sadece sıcak paradır. Sıcak para da her an Türkiye'yi terk edip gitme endişesiyle yaşamaktadır. Daha doğrusu Türkiye ekonomisinin geleceğine yönelik endişeler nedeniyle sıcak paranın Türkiye'de kalıcı olması mümkün değildir. Ankara'daki kamu kurumlarını İstanbul'a taşımak suretiyle İstanbul'u finans merkezi yapmak mümkün değildir. Bu olsa olsa İstanbul'un nüfusuna, trafiğine bir miktar daha insan ve araç katmak olur. Daha başka sonuç yaratmaz'' şeklinde konuştu.

Ekonominin güven veren bir yapıya kavuşması gerektiğini kaydeden Hamzaçebi, ''Halen mevduatta vadeler 2 ayı aşmamıştır. Mevduatın vadesinin bu kadar kısa ve sermayenin ürkek olduğu bir ekonomik ortamda İstanbul'u gerçekten bir dünya kenti, finans kenti yapmak mümkün değil. Öte taraftan açıklanan projeler bir altyapısı olmadığı için bir hazırlığa dayanmadığı için İstanbul'un geleceği yönünde endişelere yol açan projelerdir. Bugün 13 milyon 250 bin olan nüfusu daha yükseğe taşımak gibi bir hedef koyarsanız, İstanbul'u yaşanabilir bir kent olmaktan çıkarırsınız. Yaklaşım Türkiye'nin insanına, insanımıza daha iyi bir eğitim vermek suretiyle onu dünyaya entegre etmek olmalıdır'' dedi.


-''EKONOMİDE İYİ BİR BAŞARI GÖSTERİLDİ' CÜMLESİ DOĞRU DEĞİL''-


''Bugün uygulanan ekonomik politika, temelleri 2001 yılında atılmış olan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nın devamdır'' diyen Hamzaçebi, şöyle devam etti:

''O program acilen sorunlara müdahale ederek ekonominin dengelerini yeniden tesis etmeye ve Türkiye'nin dış borçlarını ödemeye yönelik, yeniden güven kazanmasını amaçlayan bir programdı. Bu programın önceliğinde istihdam yaratmak yoktur. Öncelik, Türkiye'nin borçlarının ödenmesindedir. Dolayısıyla 'Borç öderken içerde ne olmuştur, vatandaş yoksul mu kalmıştır, işsiz mi kalmıştır' program bununla ilgilenmemiştir. Program, Türkiye'yi krizden çıkarmıştır, ancak Türkiye ekonomisinin bugün sağlığı yine iyi değildir. İstihdam yaratmayan ve cari açığa mahkum bir politika vardır. 'Cari açık bizim ekonomimizin kaderi değildir, Türkiye büyümek için cari açık vermek zorundadır, yani dışarıdan sıcak para gelmek zorundadır, yoksa ekonominin çarkları dönmez' anlayışı var. Bu anlayış yanlıştır. Türkiye ekonomisi büyümek için cari açık vermek zorunda değil. Dolayısıyla da sıcak paraya mahkum kalmak durumunda değil. Politikada bir yanlışlık var. Bunu değiştirmek gerekiyor.''

AKP hükümetleri döneminde Türkiye'nin ortalama yüzde 4,9 oranında büyüdüğünü kaydeden Akif Hamzaçebi, şöyle konuştu:

''Bu dönemde gelişmekte olan ülkelerin büyüme ortalamasıysa 5,9 olmuştur. Yani biz gelişmekte olan ülkelerin büyüme performansının gerisinde bir büyüme performansı göstermişiz. Yine bu dönemde Afrika ülkelerinin büyüme ortalaması yüzde 4.9'dur. Gerçek budur. Yani bize hep söylenen, 'Ekonomide iyi bir başarı gösterildi' cümlesi doğru değildir. Gerçek çok daha farklıdır. Önemli olan yarışmakta olduğumuz ülkeleri ne kadar geçebildiğimizdir, onları ne kadar geride bıraktığımızdır, Avrupa Birliği ile aramızdaki gelişmişlik farkını ne kadar aza indirebildiğimizdir.''

(SRK-DÜR-ERD)

01.06.2011 15:27:59

Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm atanmış zaten karar verin. Biz kulüp geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen biraz zaman beklemek zorunda.