Yurtdışındaki Tasarrufların Türkiye?ye Getirilmesini Öngören (Varlık Barışı) Kanun Tasarısı Üzerinde Genel Kurulda Yaptığı Konuşmanın Özeti

? Hükûmet  cari açığın finansmanı ve borçlanma için kaynak temin etme arayışındadır
Görüşmekte olduğumuz Tasarının üç temel amacı bulunmaktadır. Birinci amaç gerçek ve tüzel kişilerce sahip olunduğu hâlde 1.10.08 tarihi itibarıyla yurt dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet vb sermaye piyasası araçlarının Türkiye?ye getirilmesi; taşınmazlarının kayda alınması ve üçüncü grup olarak da gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince Türkiye?de 1.10.08 tarihi itibarıyla sahip olunduğu hâlde işletme kayıtlarında yer almayan biraz önce saydığım kıymetlerin işletme kayıtlarına intikal ettirilmesi.
Tasarıya hâkim olan gerekçe şu: Dünyada bir küresel kriz var, küresel krizden tabii ki Türkiye de etkilenmektedir. O hâlde bu küresel krizi Türkiye bir fırsat olarak değerlendirebilir. Yurt dışındaki tasarruflar Türkiye?ye getirilebilir. Hükûmet  bu yolla hem cari açığın finansmanı için hem de borçlanma için kaynak temin etme arayışındadır.
? Peki bu tasarruflar neden yurt dışında kalmıştır?
Neden Türkiye?ye gelmemiştir? Bu, Tasarının genel gerekçesinde şöyle açıklanmaktadır: AKP hükûmetlerine kadar Türkiye?de bir istikrar yoktu, ekonomide istikrar yoktu, siyasi istikrar yoktu, bir güven ortamı yoktu, Türkiye büyüme sürecini yakalamış değildi, kambiyo mevzuatından kaynaklanan sorunlar vardı, kısıtlamalar vardı, Türkiye?de ağır vergi yükü vardı. Yani şunu diyor Tasarı: ?O kadar sorunlar vardı ki bu paralar Türkiye?ye gelmedi. Şimdi bu sorunları aştık, Türkiye?ye bu paraları getirmek için bir adım daha atmalıyız. O nedenle bu Tasarıyı getirdik.?
Türkiye?de ağır vergi yükü olduğu doğruydu. 1998?den itibaren Türkiye?de kademeli olarak vergi yükü indirilmeye başlanmıştır ve bugün Türkiye kâr payı üzerindeki yüzde 34 oranındaki vergi yüküyle OECD ve Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde en düşük vergi oranına sahip dört veya beş ülkeden birisidir.
Gerekçede kambiyo mevzuatından kaynaklanan kısıtlamalar ?2001?den sonra kaldırılmıştır.? deniliyor ama 1989 yılında sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi, liberalleştirilmesi politikası çerçevesinde serbestleştirilmiştir.
?Yurt dışında teşvikler sağlanmaktadır.? diyor Tasarı. Türkiye 1998 yılından bugüne 2 tane teşvik yasası çıkarmıştır. Türkiye yatırım ortamının iyileştirilmesi için son derece ciddi adımlar atmıştır. Bütün bunlar bu konuda Türkiye'nin attığı adımlardır ama buna rağmen dışarıda var olduğu söylenen bu tasarruflar Türkiye?ye gelmemiştir.
? Türkiye?de güven ve istikrar var mı? Ekonomi gerçekten herkese güven veriyor mu? Türkiye?de siyasi istikrar var mı, buna bakmak gerekir
Biz şimdi kendi kendimize bakıp ?Bizim ekonomimiz iyi.? dememiz yetmiyor, yabancıların da bize iyi demesi gerekir. Dışarıdan bizim nasıl göründüğümüz önemli, bizim kendimizi nasıl gördüğümüz değil. Dışarıdan bizim görünüşümüz Türk ekonomisinin güven vermediği yönündedir. 2008 yılının Mayıs ayında Türkiye IMF?yle programını bitirmiş. O tarihten bu yana ekonomide nasıl bir yol haritası izleyeceğini Hükûmetimiz açıklamamıştır.
Cari açık giderek artıyor. Cari açık artarken Türkiye?ye sermaye girişi azalmaktadır. Cari açığın finansmanına baktığımızda borç yaratan işlemlerin ağırlığı artmaktadır. Borç yaratmayan işlemler, yani doğrudan yabancı yatırım girişi, varlık satışı, gayrimenkul satışı gibi kaynaklardan gelen gelirler azalıyor. Böyle bir ödemeler dengesi tablosuna sahip olan Türk ekonomisinin güven verdiğini söylemek mümkün değildir.
? Tasarının iki tane bomba gibi düzenlemesi var
Bir kere olayın bütününe bakarsak, tasarı bu genel eksikliği çözmüyor. Güven sorununun çözüldüğünü söylemek mümkün değildir, güven sorunu çözülmeden bu paraların Türkiye'ye gelmesi mümkün değildir, kendimizi kandırmayalım.
Türkiye küresel kriz ortamında yurt dışındaki tasarruflarını getirsin, Türkiye?deki tasarruflar da eğer sistemde değilse bunları da sisteme dâhil edelim, bunlar da şirkete sermaye olarak girsin. Bunların hepsini yapalım. Bunlardan vergi de almayabiliriz. Ama bunu yaparken vergi denetimini ortadan kaldırmayalım, kara paranın kapsamını daraltmayalım. Bu tasarının burada iki tane bomba gibi düzenlemesi var. Kara paranın kapsamı daraltılmaktadır ve vergi denetimi ortadan kaldırılmaktadır. Affınıza sığınarak, komisyonda ifade ettiğim bir cümleyi burada da kullanmak istiyorum: Vergi denetimi katledilmektedir.
? Vergi denetimi katledilmektedir
Örneği şöyle vereyim: Bir kişi, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge -yani naylon fatura- düzenlemiş veya kullanmış olsun. Bundan dolayı devletten 10 milyon YTL?lik bir katma değer vergisi iadesi almış olsun -hayalî ihracat yani- bunu yurt dışı bankada tutsun. Kanun çıktı, bu parayı getirdi Türkiye?de bankaya yatırdı. Bunun vergisi nedir? 200 bin YTL. 200 bin YTL vergiyi ödediği zaman, bu naylon faturaya ilişkin olarak Maliye?nin inceleme elemanlarınca yapılmakta olan incelemeler ortadan kalkacak. Gelecekte, bu kanunun yürürlüğünden sonra, 2008 yılından önceye ilişkin olarak yapılacak incelemeler de yapılamayacak. Düşünün, şimdi, Maliye?de, Maliye müfettişleri, hesap uzmanları, gelirler kontrolörleri, vergi denetmenleri bir vergi incelemesi yapıyor. Naylon fatura kullanılarak yapılan bir hayalî ihracatı tespit etmiş. Kanun çıkacak, mükellef hemen -10 milyon YTL örneğini verdiğim için oradan devam etmek istiyorum- 10 milyon YTL?yi bankaya yatıracak, 200 bin YTL vergisini ödeyecek, bu naylon fatura incelemesi ortadan kalkacak. Yapılmakta olan incelemeler kapsamda değildi ama konuyu çok özel takip eden bazı milletvekillerimiz bunu Komisyonda tasarıya dâhil etti.
? Bunun kabul edilebilir bir yanı yoktur. Bu, ahlaki değildir
İkinci ayıp; şimdi Sayın Grup Başkan Vekili ?Çıkaracağız onu? diyor. Peki, bu kanun yürürlüğünden sonra 2008 yılından önceki dönemlere ilişkin olarak naylon fatura incelemesini niye ortadan kaldırıyorsunuz?
Şimdi, buraya çıkacak iktidar partisi milletvekili arkadaşımız muhtemelen bunun aksini söyleyecektir. Bu yazım bu suçların affına yöneliktir. Sermaye Piyasası Kanunu?nun 47?nci maddesinin (B) bendine göre ?Soruşturma yapılmayacak.? diyor Kanun. (A) bendine göre yapılacak, (B)?ye göre yapılmayacak. Neye göre bu ölçüyü koydunuz? (B) ?Defter ve belgelerini SPK uzmanlarına ibraz etmeyenler, en az bir yıl ila en çok üç yıl arasında hapis cezasına çarptırılır.? diyor. Peki, ?(A) bendine göre olan fiillerle ilgili, izinsiz halka arzlarla ilgili soruşturma yapılır.? diyorsunuz, güzel; (B)?yi niye kapsam dışına çıkarıyorsunuz?
Kanal 7 ile ilgili bir inceleme var. SPK uzmanlarına defter ve belgelerini ibraz etmemiş, rapor düzenlemiş uzmanlar. Efendim, raporu işleme koymamış SPK yönetimi. Bu gerekçe olmaz. Onunla ilgili suç duyurumuz var, daha o süreç tamamlanmış değil ama bu Tasarı yasalaştığında Kanal 7 veya benzeri şirketler belli bir miktar parayı bankaya yatırıp yüzde 2 oranında vergisini ödediği takdirde bu soruşturmalar ortadan kalkacaktır. Maddedeki yazım tarzı başka bir yorumun yapılmasına imkân vermiyor.
? Tasarı kara paranın kapsamını daraltmaktadır. Bu, Türkiye'nin başına bu tasarının getireceğinden çok daha büyük sorunlar açacaktır. Türkiye kara para konusunda kötü not alacaktır.

Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm atanmış zaten karar verin. Biz mağazasında geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen tam olarak bir saat beklemek zorunda.