Gümrük Müsteşarlığı İle Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü 2009 Yılı Bütçe Kanun Tasarısı Üzerinde Plan ve Bütçe Komisyonunda Yaptığı Konuşmanın Özeti

? Demek, açlık sınırı altında kalan kesimden eser kalmadı
Sayın Başbakan Yardımcısı, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonunun bütçesine ilişkin olarak yapmış olduğu konuşmada ?Günlük 1 doların altında bir gelirle yaşayan toplum kesimi kalmamıştır.? dedi.
 ?Belirlenen veri tabanı çerçevesinde açlık sınırı altında olan ailelere gıda, giyim ve yakacak imkânları sağlanarak yüzde 15?lik kesim bir üst basamağa sıçratılacaktır.? Okuduğum bu cümleler Adalet ve Kalkınma Partisinin 2003 yılında iktidar olduktan sonra yayınlamış olduğu Acil Eylem Planı?nda yer almaktadır. Yani o zaman Hükûmet böyle bir tablo devraldığını bütün kamuoyuna ilan etmiştir. Toplumun yüzde 15?i, nüfusumuzun yaklaşık yüzde 15?i açlık sınırının altındadır. Sayın Bakanın bu cümlesini Acil Eylem Planı?nda yer alan bu cümleyle karşılaştırdığımda ve açlık sınırı günlük 1 doların altında bir gelirle yaşamak olarak ifade edildiğine göre demek ki bu nüfusun yüzde 15?lik kesiminden, açlık sınırı altında kalan kesimden eser kalmamıştır, böyle bir sorun Türkiye?de yoktur.
TÜİK ?harcama esaslı göreli yoksulluk? diye bir kavram kullanıyor. Hükûmetin o zaman açlık sınırı diye kastettiği kesim, açlık sınırının altında gelir elde eden kesim TÜİK?in rakamlarına göre, 2002 yılında nüfusun yüzde 14,74?ünü oluşturuyor. Bu aslında doğru bir tabir değil tabii ki, bu yoksul olan kesimdir. Ama o zaman popülizm uğruna ?Nüfusun yüzde 15?i açlık sınırının altında gelir elde etmektedir.? demiştir AKP. Eski dönemi kötüleme, enkaz devraldık edebiyatını yapma uğruna böyle bir cümle kullanmıştır. Peki, bu yüzde 14,74?lük toplum kesimi 2006 yılı sonunda neye inmiştir? 14,50?ye inmiştir. Yani sizin harcama esaslı göreli yoksulluk kapsamında olduğunu ifade ettiğiniz nüfusta herhangi bir azalma olmamıştır. Nüfusa oranladığınızda tam tersine bir artış vardır.
? Hükûmet ?Yoksul kesimler bana tabi olsun.? anlayışı içinde
Hükûmetin yoksulluk sorununa yaklaşımı ciddi değildir. Hükûmet ?Yoksul kesimler bana tabi olsun.? anlayışı içindedir. Bu konuda günlük siyaset yapmaktadır. Sosyal Yardımlaşma Dayanışmayı Teşvik Fonu bütçeleri bunu göstermektedir.
Sayın Bakan, yoksullar seçim döneminde mi aklınıza geliyor? Bu doğru bir politika mıdır? Yani ?Seçim var, yoksula yardım yapalım. Seçim bitti, yoksulu unutalım.? Bütçe rakamlarınız bunu göstermektedir. Doğru olan, modern devlete yakışan anlayış bu şekilde bir fondan yoksul kesime yakacak yardımı, giyecek yardımı, gıda yardımı yapmak yerine yoksul kesime bir maaş bağlamaktır, medeni bir şekilde yoksul ailenin banka hesabına belli bir miktar aylığı yatırmaktır.
? Cari açık şimdi daha büyük bir tehlike
Ekonomimiz yıllardır bir cari açık sorunu yaşıyor. Cari açığın oluşumundaki en büyük pay dış ticaret açığınındır. 2002 yılından bu yana dünya ekonomisinde olağanüstü bir büyüme sürecinde yüksek oranda bir uluslararası likidite oluştu ve bu likidite yükselen piyasalara ve bu çerçevede Türkiye?ye yöneldi. Böylesi bir bollukta bizim için cari açığın finansmanı sorun olmadı. Ancak bir süreden beri Türkiye ekonomisinde yaşadığımız bazı olumsuzluklar var. Birincisi: 2006 yılından bu yana maliye politikasında bir bozulma var. Özellikle 2007 ve 2008?de maliye politikası güven vermiyor ve bizim para politikasının manevra alanını, etki alanını sınırlıyor. Şimdi küresel ekonomik kriz şartlarıyla beraber bu tabloyu değerlendirdiğimizde bunun bizim ekonomimiz açısından ciddi bir risk oluşturduğunu söyleyebiliriz. Yükselen kur Sayın Başbakanın ifade ettiği gibi ihracatçıyı sevindirecek mi? Sevindireceği kanaatinde değilim. Kur yükselirken maliyetler yerinde saymıyor. Bizim ihracatımız girdi açısından giderek artan ölçüde Asya?ya bağımlı. ?Asya?dan al, Avrupa?ya sat.? deniliyor bazı bilimsel çalışmalarda. E şimdi dolarla olan maliyetler doğal olarak yükseliyor. Dolayısıyla kurun ihracatçı için ciddi bir avantaj oluşturduğu kanaatinde değilim. Bu noktada gerçekten ihracatçının desteklenmesi önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.

Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm atanmış zaten karar verin. Biz mağazasında geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen üç gün beklemek zorunda.