? AR-GE harcamalarının desteklenmesi ekonominin rekâbet gücü kazanması açısından son derece önemlidir. Kamuoyunun bilgisine sunulur. Viagra çok çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm bulmak zaten karar verin. Biz sirk geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen birkaç saat beklemek zorunda.
O nedenle, bu tasarı bu yönde atılmış bir adım olarak olumlu hususlar içermektedir. Ülkelerin rekabet gücünü belirleyen üç tane temel faktör vardır. Bunlardan birincisi, o ülkedeki makro ekonomik ortamın kalitesidir. İkincisi, kamu kurumlarının kalitesidir. Üçüncüsü de o ülkenin teknolojik yeterlilik derecesidir. Ülkelerin rekabet gücü yönünden yapılan sıralamasında bu üç unsurda aldığı notlar dikkate alınır ve sıralama ona göre yapılır.
? Ekonomimizin rekabet gücü açısından şu an yaşadığı birtakım olumsuzluklar vardır.
Örneğin, kur politikası, birtakım girdi maliyetleri yönünden yaşadığı olumsuzlar vardır. Türkiye AR-GE harcamalarını teşvik etmek suretiyle ekonomisine rekabet gücü kazandırmak zorundadır.
? Türkiye AR-Ge harcamasını yükseltmek zorundadır.
Avrupa Birliğinin 2010 yılındaki çerçevesini çizen 2000 tarihli Lizbon Stratejisi de bütün Avrupa Birliği ekonomisi için AR-GE harcamasını öne çıkaran bir politika belgesi benimsemiştir. Avrupa Birliğinin hedefi, 2010 yılında Avrupa Birliği ekonomisini dünyanın rekabet gücü en yüksek, en dinamik ekonomisi hâline getirmektir. Bunun için AR-GE harcamalarının mutlaka teşvik edilmesi gerekmektedir. Şu an Avrupa Birliğinde AR-GE harcamalarının milli gelire oranı yüzde 1,74?tür. Bu, 2005 yılı rakamıdır. Yine, 2005 yılı Türkiye rakamı yüzde 0,79?dur. Yani, biz Avrupa Birliğinin, yüzde 1,74?lük ortalama oranını yükseltmeye girdiği bir süreçte onun yarısından daha aşağı bir düzeydeyiz. Türkiye ile birlikte 30 ülkenin üyesi olduğu OECD?de AR-GE harcamalarının milli gelire oranı yüzde 2?nin üzerindedir. Türkiye, Avrupa Birliği ortalamasının yarısından az, OECD ortalamasının üçte 1?i düzeyinde bir AR-GE harcamasına sahiptir. Türkiye bu harcamayı yükseltmek zorundadır.
? Tasarı, teknoparklarla ilgili yasaya rakip olmamalıdır
Tasarı, teknoparkları öldürecek, ortadan kaldıracak bir düzenlemeyi içermemelidir. Şüphesiz o konuda birtakım dikkatleri göstermiştir. 50 tam zamanlı işçi gibi sınır, teknoparkları dikkate alan bir sınırdır, ancak teknoparkların işleticilerinin, kurucularının üniversiteler olduğunu dikkate alırsak, üniversitelerle iş birliğini teşvik eden düzenlemelerin bu Tasarıda olmadığını görüyoruz. Bunu önemli bir eksikliktir. Üniversitelerle iş birliğini teşvik edecek düzenlemelerin Tasarıda yer alması gerekirdi.
? Teknoparkların cazibesi azaltılmamalıdır
Teknoloji geliştirme bölgelerine ilişkin Yasa 2001 yılında kabul edilmişti. Bu Yasa süreli bir yasadır. Bu Yasa?daki teşviklerin sona ermesine beş yıl var, bu Yasa?daki teşvikler 2013 yılı sonunda sona erecek. Önerim: Teknoparkların cazibesini azaltmamak için, o vergi teşviklerinin süresini bu yasadaki süreye paralel olarak ?bu yasada on beş yıllık bir süre öngörülmüştür- oradaki süreyi de artırmaktır. Aksi takdirde, buradaki müesseseler, AR-GE harcamalarını artırmak amacıyla getirilmiş olan düzenlemeler, teknoparkların ikinci plana atılmasına neden olabilecektir.