? İhraç ettiğimizden çok ithal ediyoruz Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Viagra çok lezzetli değildir. Yerinde olması gerektiğini tüm almak zaten karar verin. Biz kulüp geldi ve sevdim aldım. hemen şimdi kurtarmaz Ereksiyon Olamıyor Musunuz Sen bir hafta beklemek zorunda.
İhracatmızın milli gelire oranı 2002 yılında yüzde 19,6 iken, 2008 yılı programı olarak öngörülen oran yüzde 22,5. İthalata baktığımızda, 2002 yılında yüzde 28 olan ithalatın milli gelire oranı, 2008 yılı programında yüzde 35 olarak öngörülmektedir. Yani ihracatın ithalata kıyasla daha az arttığı, ithalatın daha hızlı arttığını görüyoruz. Nitekim, şuanda ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 62?ler düzeyinde seyrediyor. Bu önemli bir sorun.
? Türkiye, bu kadar yüksek cari açığı nereye kadar taşıyabilir
Dış ticaret açığının çok belirleyici olduğu cari açıkta da sürekli yüksek bir açık verdiğimiz gerçeği var. Cari açığın yüksekliğinin önemi bir yana, Türkiye, cari açıkta süreklilik gibi bir sorunu yaşamaktadır. Tehlikeli olan, problem olan budur. Türkiye bu kadar yüksek cari açığı nereye kadar taşıyabilir, nereye kadar bunu diğer gelirlerle, borçlanmayla finanse edebilir?
? Hükûmeti, Merkez Bankasının para politikasını destekleyen bir maliye politikası yapmaya davet ediyorum
Bugün, reel sektör, birtakım ilanlar veriyor ve Merkez Bankasını faiz indirmeye davet ediyor. Tespiti yüksek faizin bu ekonominin önündeki en büyük sorun olduğu şeklinde. Yüksek faiz tabii ki bizim ekonomimizin en büyük sorunlarından birdir. Ancak, hedefi Merkez Bankası olmak üzere ilan vererek, faiz indirmeye davet etmek sorunu görmemek olur. Bütçe politikasının, maliye politikasının sağlam olmadığını görmemek olur. Ben, reel sektöre bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bu çağrıyı Sayın Bakanların huzurunda yapıyorum. Reel sektör Hükûmeti daha sağlam bir maliye politikası yapmaya davet etmelidir. Merkez Bankasının para politikasını destekleyen bir maliye politikası yapmaya Hükûmet davet edilmelidir, ben bu daveti aynı zamanda Hükûmete de yapıyorum.
? İthalatımız daha çok ara malı ve girdi ithalatı olduğundan istihdam yaratamıyoruz
Türkiye, 1989-2002 arası dönemde yıllık ortalama yüzde 3,4 oranında büyürken, bu dönemde istihdamdaki artış yıllık ortalama yüzde 1,4 olmuştur. Yani, büyümenin istihdam yaratma kapasitesi yüzde 41 düzeyindedir. Adalet ve Kalkınma Partisinin Hükûmet ettiği 2003-2007 arası dönemi alırsak, bu dönemde yıllık ortalama büyüme yüzde 6,9?dur, ama, istihdamdaki artış yine yüzde 1,4?tür. Yani, yüzde 20?ye düşen bir istihdam yaratma kapasitesi söz konusudur büyümede. Bunun nedeni ise, ithalatın önemli ölçüde ara ve girdi malına dayanması ve yine ihraç ettiğimiz malların girdilerinin de önemli ölçüde ithal girdilere dayalı olması
? Serbest bölgeler, şu anda, kuruluş amaçlarına uygun olarak çalışmamaktadır.
Serbest bölgelerin kuruluş amacı bu bölgelere yabancı sermayeyi çekmek, bu bölgede yatırım yapılmasını sağlamak ve bu bölgede istihdam artışını gerçekleştirmekti. 2006 yılında toplam 23,8 milyar dolarlık bir ticaret hacmi söz konusu serbest bölgelerde. Bu ticaretin sadece yüzde 20?si bölgelerden yurt dışına yapılan ihracat. Demek ki, serbest bölgeler kuruluş amacına uygun çalışmıyor. Oysa ki bu bölgeler gerçekten bir ihracat üssü olmalı.
? Türk müteahhitlik sektörünün teminat mektubu sorunu çözülmelidir
Türkiye, müteahhitlik sektöründe dünyada sürekli atılım yapan bir ülke. Şu anda dünyada Çin ve Amerika Birleşik Devletlerinden sonra üçüncü büyük ülkeyiz. Ama bu sektörün sorunları var. Bu sorunlaran birisi, teminat mektubu sorunu. Yurt dışında iş alan müteahhitlerimizin teminat mektubu sorunu var. Özelleştirmeye karşı bir yaklaşım sergilemiyorum, ama, bankaların özelleştirilmesinde çok daha dikkatli olmak zorundayız. Bankaları önemli ölçüde özelleştirdiğimiz zaman, bu sorun daha da katmerleşecektir. Hiçbir özel bankanın veya hiçbir yabancı bankanın Türk müteahhitlik sektörünün teminat mektubu sorunu öncelikli meselesi olmayacaktır. Bu devletin meselesidir.
? Kaçakçılığı önleme konusunda bir gelişme var mı
Sayın Başbakan 1 Mart 2007 tarihinde bir Meclis araştırması komisyonu raporuna dayanarak şöyle bir açıklama yapmıştı: Türkiye?nin petrol aldığı 48 ülkenin 31?inden Türkiye?ye sattıkları petrolün kayıtlarını aldık. Bunlar Türkiye?nin kayıtlarıyla karşılaştırıldığında 18,7 milyar dolarlık fark gördük. Çok ciddi bir iddiada bulunuyordu Sayın Başbakan, bu 18,7 milyar dolarlık, kaçakçılık demek. Kaçakçılık konusunda, acaba Gümrük Müsteşarlığı ne yapmıştır?